Yüce Rabbimiz Âyet-i Kerîme’de şöyle buyurmaktadır:
"(Ey mü’minler!) Gerek hafif gerek ağırlıklı olarak (savaş için) seferber olun ve mallarınızla, canlarınızla Allah yolunda cihâd edin! Eğer bilirseniz, bu sizin için hayırlıdır."
Bizler içerisinde bulunduğumuz şartlar itibariyle doğrudan Filistinli kardeşlerimizin saflarında cihâd etme imkânından mahrûm kalmış kimseleriz. Bu anlamda bedenen cihâda imkân bulamadığımız için -zarûret tahtında- mesuliyet altına girmekten bir derece azâde olabiliriz. Fakat "mallarınızla cihâd ediniz" şeklindeki emr-i İlâhîyi yerine getirme noktasında tam anlamıyla mükellefiyetimiz bulunmaktadır. Yanı sıra yerine getirilmesi gereken sorumluluklar da bu derece bizim için rahat ve kolayken şâyet bundan da imtinâ edecek olursak; üzerlerine sel gibi bombaların yağdığı bu mazlûm insanların hakkını ödeyemeyiz ve Allah indinde mesul oluruz.
Binâenaleyh yukarıda zikredilen âyette ifâde olunduğu üzere “mal ile olan cihâdın” tam bir karşılığı konumunda bulunan boykot hususunda üzerimize düşeni yerine getirmeliyiz ve rehâvete kapılarak meselenin bize bakan boyutunu küçümsememeliyiz.
Bu durumun neticesi olarak sizlere daha iyi bir araştırma yapmanızı tavsiye ediyoruz. Zira küçük bir araştırma ile aslında bütün markaların boykot edildiği bilgisinin çok da gerçeği yasıtmadığı görülecektir. Bu mecrâda size bir marka vermemiz mümkün olmamakla beraber boykot ürünü olmayan farklı markaların da bulunduğunu ifâde etmek isteriz. İlâveten hakiki anlamda zarûretin bulunması durumunda ancak mesuliyetten kurtulabileceğimizi bilmemiz gerekiyor. Bu zaruret hâli ise insanın canının tehlikede olması yâhut bir uzvunu yitirme endişesi taşıması gibi, toplumun ve örfün bize dayattıkları değil, “hakikatte mazeret sayılabilecek” cinsten zorunlulukları ifâde etmektedir. Dolayısıyla meselenin bu yönüyle alabileceğimiz hiçbir ürün bulunmasa dahi boykot edilmesi gereken ürünleri temin etmek, bizleri Allah katında sorumluluktan kurtarmayacaktır.